Yazar: Mathieu Dejean[1]

Çeviren: Ali Serdar Gültekin

Yeni seçilen Yeşil belediye başkanları, kuyularının kazılmasına direndiler. Orta vadede, iklim acil durumu kötüleşiyor ve [Yeşil belediye başkanlarının] çevre politikaları daha iyi anlaşılıyor, ancak yeşil dalga kentsel alanlarla sınırlı kalmaya devam ediyor.

Radikal bir fikrin makul görünmesi için gereken süre üç yıl mıdır? 2020’de seçilen Yeşil belediye başkanlarının deneyimi bu soruyu yanıtlamaya yardımcı oluyor. Özetlemek gerekirse, son yerel seçimlerde düşük katılım oranına rağmen (seçmenlerin yüzde 59’u ikinci tura katılmadılar) Lyon, Strasbourg, Bordeaux, Poitiers, Besançon, Tours, Annecy ve Colombes dahil olmak üzere yaklaşık 15 şehri bir ‘yeşil dalga’ sardı.

Siyaset bilimci Vanessa Jérome Militer chez les Verts (Yeşil Aktivist Olmak) adlı kitabında, Fransa nüfusunun sadece yüzde 3’ünün Yeşiller tarafından yönetilen bir şehirde yaşıyor olmasına rağmen, bu seçimlerin, partinin “en önemli dönüm noktalarından birinin” keyfini çıkarmasına şahit olduğunu vurguluyor. Parti birçok şehirde sosyalist ağabeyinin yerini alırken, en büyük gelişim Bordeaux’da olmak üzere, diğer şehirlerde onlarca yıllık sağcı hükümetlere son verdi. Geleneksel partilere yakın etkili gazetecilerin Yeşil karşıtı tepkileri de bundan kaynaklanıyor.

Khmaires verts” (‘maires’ (belediye başkanları) ve ‘Khmers rouges’ (Kızıl Kmerler) kelimelerinden oluşan kelime oyunu) ifadesi, ilk olarak Lyon’un mağlup belediye başkanı Gérard Collomb tarafından ortaya atıldı ve hızla moda haline geldi. Oylamadan bir ay sonra, aktüalite dergisi Le Point “Çevreciliğin palyaçoları” manşetini attı, Le Monde Yeşil belediye başkanlarının “ezoterik teorileri” ile alay etti ve Le Parisien‘in sayfalarında ünlü yazar ve filozof Bernard-Henri Lévy “anti-hümanist şeytan” tarafından ele geçirilen seçilmiş yetkilileri kınadı.

Yeni belediye başkanlarının pozisyonlarına yönelik eleştiriler yoğunlaştı. Bazıları ilk kez kamu görevine geliyordu ve sosyal aktivizm geçmişleri vardı, bu da saldırıları boşa çıkaracak ağlardan ve entelektüel destekten yoksun oldukları anlamına geliyordu.

Yeşil dalganın ateşten gömleği

Lyon’un, daha önce yardım sektöründe çalışmış olan, yeni seçilmiş Belediye Başkanı Grégory Doucet, Fransa Bisiklet Turu’nun “maço ve çevreyi kirletici” olduğunu söyleyerek bu konuya ilk el atan kişi oldu. Ardından Bordeaux’daki mevkidaşı Pierre Hurmic, şehrin meydanlarından birine bir Noel ağacı, ya da kendi deyimiyle “ölü bir ağaç”, dikmeyi reddetti.

Poitiers’de 30 yaşındaki Léonore Moncond’huy, “çocukların geleceğini korumak” için şehrin uçuş kulüplerini sübvanse etmeyi bırakma yönündeki ‘zor kararını’ gerekçelendirdi: “Bunu söylemek üzücü ama, bugün çocuklar uçmayı hayal etmemeli” dedi.

Bu tutumlar medyada büyük bir tepkiye yol açtı. Fransa’daki Politik Ekoloji Vakfı ve Almanya’daki Heinrich Böll Vakfı ile ortaklaşa yürütülen “Promesses et bilans des municipalités écologistes” (Yeşil belediyelerin vaatleri ve sicilleri) projesini yöneten siyaset bilimi profesörü Simon Persico, “Yeşiller’in iktidara gelmesinin ardından yaşanan tartışmalar, Stanley Cohen’in ‘ahlaki panik’ olarak adlandırdığı duruma dönüştü. Bu, azınlıkta kalan uygulama ya da söylemlere ilişkin anekdotların basın ve kitle iletişim araçları tarafından güçlendirilerek gayrimeşrulaştırılmasının kolaylaştırılması ve böylece statükonun korunması anlamına geliyor” diyor. Doucet’nin yakın müttefiki olan Yeşiller Rhône Milletvekili Marie-Charlotte Garin, “Ulusal düzeyde siyasi sınıfın yetersiz kaldığı aşikar” diye ekliyor. “Tour de France‘ın maço ve çevreyi kirleten bir etkinlik olduğunu söylemek bu kadar tepki çekmemeli. Ancak açıkça görülüyor ki, şehirlerimizi geri almak için sırtımızda bir eleştiri konusu var: bizi ulusal olarak itibarsızlaştırmak, yerel olarak da itibarsızlaştırır” şeklindeki inancını ifade ediyor. Lyon bölgesinin Yeşiller Başkanı Bruno Bernard’a göre bu kargaşa, “Yeşillerin geleneksel sağ ya da soldaki diğer alternatiflere göre daha farklı önceliklere sahip olmasıyla açıklanabilir: medya ve iş örgütleri de dahil olmak üzere sivil toplum için bu önemli bir değişime işaret ediyor.”

Yarı dönemlerinin sonunda, Yeşil belediye başkanlarına yönelik amatörlük ve dogmatizm suçlamaları azalmış görünüyor. İletişim hataları yapmayı bıraktılar ve mesajları artık daha disiplinli. Éric Piolle’ün 2014’ten bu yana yönettiği Grenoble’daki öncü deney de bir fark yarattı: kıdemli yerel memurlar becerilerini paylaşmak üzere yeni kazanılan şehirlere gönderildi. Persico, “üst düzey siyasi ve idari personel her yere dağıtıldı” diye açıklıyor.

Daha sonra, büyük yangınlarla noktalanan kavurucu yazların ardından, golf sahalarının su kısıtlamasından muaf tutulmasının keyfini çıkaran kamuoyu, saçmalığın gerçekte nerede yattığını görmeye başladı. Poitiers Belediye Başkanı Léonore Moncond’huy da buna inanmak istiyor.

“Yeşiller kamusal müzakerelerde ihtilafa yol açan konular yaratıyorlar”. Bir zamanlar öfkeyle karşılanan tutumlar, üç yıl sonra daha az şok edici gibi gelebilir.”

Léonore Moncond’huy, havacılıkla ilgili konuşurken yaptığı ‘gafı’ kabul ettikten sonra, verimli olduğunu söylediği bir tartışmaya girişti: “Bu tartışmayla biraz judo yapmaya çalıştım. Havacılık sektörüyle konuştum; çünkü geçiş planımızı açıklamak önemliydi. Bunun fikirleri değiştirdiğini düşünüyorum.”

Persico, “Yeşiller kamusal müzakerelerde ihtilafa yol açan konular yaratıyorlar” diye ekliyor. “Yeşiller, kamusal tartışmalarda takoz oluyorlar,” diye ekliyor. Bir zamanlar öfkeyle karşılanan tutumlar, üç yıl sonra daha az şok edici gibi gelebilir.  O zamanlar bu tepkiler yeni gelenlere saldırmanın bir yoluydu. Bugün, küresel ısınmanın somut sonuçlarına ilişkin farkındalık biraz daha fazla ve daha yaygın bir şekilde paylaşılıyor ve enerji tasarrufu artık kamu politikasında kirli bir kelime değil, ancak yine de farklı insanlar için farklı şeyler ifade ediyor.”

Gündelik çevrecilik

Moncond’huy ayrıca, kapsayıcı ve tabandan gelen çoğunluklara liderlik eden Yeşil belediye başkanlarının (seçim listesinin yüzde 50’si parti üyesi olmayanlardan oluşuyordu) iktidarda kendilerini kanıtladıklarını düşünüyor: “Beceriksiz ve amatörce davranacağımıza dair bir öngörü vardı; ancak üç yıl sonra kendimizi kanıtladık. Yolumuza devam edebileceğimizi, etkili konuşmalardan çok iş yapmakla ilgilendiğimizi gösterdik.”

Simon Persico, “ana işleri” söz konusu olduğunda, Yeşil konseyler tarafından verilen sözlerin tutulduğunu doğruluyor: “Ulaşım, okul kantinleri, yeşillendirme ve sürdürülebilir drenajı teşvik eden politikalar, aktif yolculuk konularında, kentsel alanlara yatırım yaparak ve bunları dönüştürerek çoğu şehirde hızlı bir ilerleme kaydediyorlar. Bu konularda verdikleri sözlerin birçoğu tutuldu ya da tutulmak üzere.”

Yetkilerin geniş olduğu ve kent merkezlerinin (Lyon, Vénissieux, Vaulx-en-Velin) siyasi olarak aynı safta yer aldığı özel bir vaka olan Lyon metropolitan bölgesinde önemli ilerlemeler kaydedildi: Sıcak hava dalgalarıyla mücadele için 2022-2023 kışında 25.000 ağaç ve çalı dikildi, 2026 yılına kadar yüzde 30 ağaç oranına ulaşılması hedefleniyor; kamusal alanlardaki reklamlar büyük ölçüde azaltıldı (dijital reklam panoları, şantiye afişlerindeki reklamlar ve geceleri ışıklandırılan vitrinler kaldırıldı); 2023 yılı sonuna kadar apartmanların dışına 1.300 kompost kutusu yerleştirilecek ve içindekiler tarım arazilerini gübrelemek için kullanılacak; bu dönem toplu taşıma bütçesinin iki katına çıkarılmasıyla araba yolculuğuna alternatifler artırıldı – metro hattı B ve tramvay ağını uzatma işinin 2026 yılında tamamlanması bekleniyor…

Yeşiller için tehlikede olan çok şey var: Europe Ecologie Les Verts (EELV, Fransız yeşil partisi) 2019 Avrupa seçimleri ve 2020 yerel seçimlerinden sonra siyasette yükselen güç olarak görülürken, 2022 cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki düşük performansları (hayal kırıklığı yaratarak yüzde 4,7 oy almaları) havalarını söndürdü. Yeşil belediye başkanları ve milletvekilleri şimdi artık partinin, seçimin müstahkem mevkiini oluşturmalarını ve Sol ile hala kırılgan olan ittifakı sağlamlaştırmada daha merkezi bir rol oynamalarını umduğu varlıklar.

“Tüketimcilik ve üretimciliğin toplumda kök salmış olması nedeniyle çevreye yönelik tutumun değiştirilmesi kolay bir iş değil. Buna rağmen, Yeşillerin ilk yerel zaferlerinden sonra dinlenmeye niyetleri yok.”

Aralık 2022’de EELV’nin ulusal sekreteri olarak seçilen Marine Tondelier, partinin konferans kapanışında bunu doğruladı: “Bugün ülkemizin dört bir yanında seçilmiş Yeşil yetkililer var; bu büyük bir gurur kaynağı. […] Bu doğru, iktidardaki Yeşiller hayatları değiştiriyor! […] Üç yıl öncesine göre iki kat daha fazla makam sahibimiz var. Ana hedefimiz Yeşil hareketin bir bölge için ne anlama gelebileceğini göstermek; çünkü bu şekilde insanları gerçekten etkili bir değişime katılmaya getirebiliriz” diyor Moncond’huy.

Grégory Doucet 2020’de Mediapart’a konuşurken bu mesajı yineledi: “Yeşil dönüşüme yön veren, örnek teşkil edebilecek olan şehirlerdir; çünkü insanların günlük yaşamlarının bir parçası olabilirler.” Persico, şehirlerin çoğunlukla koalisyonlar tarafından yönetildiğini ve bu nedenle “yerel düzeyde yeşil dönüşümün, bu alanda iyi uygulamaların geliştirilmesine ve teşvik edilmesine yardımcı olsalar bile, Yeşil politikacıların himayesinde olmadığını” belirtiyor.

Daha fazla ‘Yeşillerin kalesi’nden inşa etmek

Lyon metropolitan bölgesinin başkanı ve EELV’nin seçim coğrafyası konusunda uzman olan Bernard’a göre, Annecy ve Bordeaux gibi bazı şehirlerde partinin çoğunluğu kırılgan olsa da, destek şimdiye kadar sağlam kaldı. “2020’den bu yana, özellikle parlamento seçimleri, kazanımlarımızı teyit etti. Sonuçlara baktığınızda ne bir çöküş ne de herhangi bir çatlak belirtisi var” diyor.

Zafer kazanma konusunda temkinli olmakla birlikte, iki konunun toplumda giderek daha belirgin hale geldiğine ve yeşil dönüşüm politikalarını meşrulaştırdığına da dikkat çekiyor. Birincisi, enerji tasarrufu. “İki yıl önce bu konu hakkında konuştuğumuzda, başkan hala ‘mumlara geri dönmek’ isteyen insanlarla alay ediyordu. Lyon metropolitan bölgesinde geçen kış sadece eğitim yoluyla elektrik tüketimini yüzde 10 azalttık” diye övünüyor.

Bir de su konusu var ki, “halk arasında artık daha fazla farkındalığın var”. Lyon metropolitan bölgesinde yaşayan 1,5 milyon kişi için bu değerli kaynağı korumak amacıyla su yönetimi, 1 Ocak 2023’te kamunun eline geçti. Bernard, “Bugün ne yaptığımızı açıklamak çok daha kolay” diyor.

Persico, diğer Yeşil şehirlerin Lyon’dan daha izole olduğunu ve “projelerin planlandığı kadar hızlı ilerlememesi sonucunu doğuran kurumlar arası büyük gerilimlerle” başa çıkmak zorunda olduklarını söylüyor. “Daha ileri, daha hızlı gitmek isterdik, ancak siyaset, kurumlar arasında sürekli uzlaşmayla ilgilidir” diyen Moncond’huy, hem bölge tarafından hem de merkezi hükümetle olan tutum farklılıkları tarafından engellendiği için hayal kırıklığına uğramış durumda.

Yeşiller’in hala en büyük dirençle karşılaştığı konu ulaşım, ve dolayısıyla otomobillere ayrılan alanın azaltılması meselesi. Bernard, düşük emisyon bölgelerinin (LEZ’ler) “Lyon metropolitan alanı içinde, dışında olduğundan daha fazla destek gördüğünü” söylüyor ki bu da EELV’nin hala ağırlıklı olarak kentsel olan seçmen tabanını yansıtıyor.

Daha geniş anlamda, çevreye yönelik tutumları değiştirmek, tüketimcilik ve üretimciliğin toplumda kök salmış olması nedeniyle kolay değildir. “İnsanlar hepimiz gibi kararsız. İklim değişikliğinin geri döndürülemez olduğunun ve günlük hayatımızı kökten değiştireceğinin farkındalar; ama aynı zamanda belirli davranışlardan vazgeçmek istemiyorlar” diyor EELV’nin yönetim kurulu üyesi Alain Coulombel.

Buna rağmen Yeşillerin ilk yerel zaferlerinden sonra dinlenmeye niyetleri yok. Şimdiden 2026 yerel seçimleri için planlar yapmaya başlayan Yeşiller’in hedefinde Toulouse ve mevcut belediye başkanı Gaël Perdriau’nun skandala karıştığı Saint-Étienne gibi sağın elindeki büyük şehirler var.

Bu makale ilk olarak Mediapart tarafından yayınlanmıştır.

[1] Mathieu Dejean, Les Inrocks’ta geçirdiği altı yılın ardından Eylül 2021’de Mediapart’a katılmış olup; Mediapart’ın siyasi bölümü için sol partileri takip etmektedir.

Bu yazı, İngilizce olarak, 23 Ağustos 2023 tarihinde, Green European Journal’da yayınlanmıştır.

https://www.greeneuropeanjournal.eu/frances-green-cities-are-showing-change-is-possible/ adresinden indirilmiştir.

BU YAZI, YEŞİL AVRUPA VAKFI’NIN DESTEĞİ İLE YEŞİL DÜŞÜNCE DERNEĞİ VE YEŞİL SİYASET DERGİSİ ORTAKLIĞIYLA YAYIMLANMIŞTIR.

Görsel tasarım: Olcay Özkaplan