Yazan: Quentin Ariés
Çeviren: Simay Alınmış
Yeşiller önemli şehirlerde büyük başarılar elde ederken, bu yıl Haziran ayında Fransa’da yapılan yerel seçimler siyasi ortamı değiştirdi. Yeşil dalga, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un merkez sağ partiye kaymasıyla ve COVID-19 salgınına rağmen (hatta bu salgın nedeniyle) iklim sorunlarının tereddütsüz hakimiyetiyle ilgili tartışmasız yaygın memnuniyetsizliğe işaret ediyor. 2022 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Yeşiller muhalefet etmek için yeşil-sol arasında başarılı ittifaklar kurup, hiçbirini geride bırakmamak adına çevresel ve toplumsal olanı birleştirerek güvenilirliklerini sağlamlaştıracak.
Avrupa’nın Yeşilleri Ecologie-Les Verts (EELV), 28 Haziran’da Fransız siyasetinde fark yaratanlar olarak rollerini tescil etti.
Yerel seçimlerin ikinci turunda, Yeşiller liderliğindeki koalisyonlar Lyon, Marsilya, Bordeaux, Strasbourg, Besançon, Tours ve Poitiers gibi önemli Fransız şehirlerini kazandılar. Fransa’nın en büyük 30 şehrinden 15’inin yönetiminde bulunan Yeşiller, artık Fransa’nın merkezinde siyasi bir gücü temsil ediyor.
Sonuçlar, o zamandan beri ortaya çıkan sayılardan ve seçim haritalarından anlaşılan bir “yeşil dalga” olarak açıklandı. Koronavirüs krizi sebebiyle seçmen katılımının yüzde 40’lara düştüğü doğru. Aynı zamanda merkez sağ Cumhuriyetçilerin 9.000’den fazla nüfusa sahip Fransız şehirlerinin yaklaşık yarısını elinde tutmayı başardıkları ve Sosyalistlerin Rennes, Nantes, Lille ve Paris’te lider güç olmaya devam ettiği de doğru.
Bugün (toplam 67 milyondan) 1,9 milyondan fazla Fransız vatandaşı tescilli bir Yeşil belediye başkanına sahip ve Parti, yerel seçimle seçilmiş 1.000’den fazla Partiye bağlı yetkiliye güvenebiliyor (Fransa’daki 600.000 konsey görevlisinin çoğu bağımsızdır). Bu rakamlar küçük gibi görünebilir, ancak Yeşiller siyasi momentuma sahipler.
Yeşiller zaferinin arkasındaki en önemli faktör, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un merkez sağ partiye kaymasıdır. Merkezci-liberal partisi La République en Marche (LREM), şehir merkezi sakinleri ve iyi eğitim almış kesimden oluşan çekirdek seçmenlerini kaybetti. Neredeyse tüm LREM adayları düşük performans gösterdi ve Yeşil adayları engellemek için Cumhuriyetçilerle birlikte çalışarak seçmenleri etkilemekte başarısız oldu.
Sciences Po Grenoble’da siyaset bilimci Simon Persico, bir telefon röportajında “Macron seçmenlerinin çoğu Bordeaux veya Strasbourg’da sağ görüşe katılmayı reddetti. Macron’un seçmenleri [2017 Fransa başkanlık seçimlerinde] sosyal demokrat kaldıkları için bu iklim karşıtı politikacı grubunun stratejisi başarısız oldu ”dedi.
Bununla birlikte, merkez sağ partinin iklim karşıtı kampanyası, tüm ekolojik amaçlara karşı değildi. Yeni ulaşım altyapısı ve bisiklet yollarından on binlerce ağacın dikilmesine kadar, merkez sağcı adayları da kapsayan kampanyada çevre vaatleri her zaman önemli konular oldu. Ancak liberal ve muhafazakar güçler, Yeşil adayları kılık değiştirmiş aşırı sol görüşe sahip göstererek korku yaydılar.
Yeşiller kendilerini siyasi yelpazenin solunda konumlandırdıysa, (aktivistlerinden başka) adaylarının çoğu; eski yerel sivil toplum figürlerinden, sıradan vatandaşlardan veya birleşik sol olarak tek oy pusulası ile seçimlere girmeye karar verilen bölgelerdeki diğer yerel sol partilerden olduğu içindi.
COVID-19 zamanlarında seçimler
Merkezci ve sağ partilerin korku tüccarlığı, bir salgının ortasında gerçekleşen kampanyada başarısızlığa mahkum edildi. Milyonlarca seçmen karantinada kısıtlanmış durumdaydılar; ancak hapsedilmiş konumda değillerdi. Bu yüzden iklim ve çevresel eylemlere verdikleri destek azalmadı ve şimdi her düzeyde hızlı adımların atıldığını görmek istiyorlar.
Simon Persico ve Florent Gougou’ya göre Le Monde tarafından yapılan bir yorumda; kısıtlama, organizasyonların ve entelektüellerin salgın sonrası dünya üzerine düşüncelerinde sağlık, sosyal ve çevresel krizleri birbirine bağlamasını bile sağladı.
Karantina sırasında (15 Marttaki seçimlerin ilk turundan günler sonra yürürlüğe giren) bu hızlı düzen değiştirme yeteneği, Yeşil belediye başkanlarının olay yerinde yeni olmadığının da bir işaretiydi. Bordeaux’nun yeni Belediye Başkanı Pierre Hurmic, 1995’te bu göreve aday oldu. Besançon’un yeni lideri Anne Vignot, 2014’ten itibaren şehrin sol çoğunluğunun Belediye Başkan Yardımcısıydı (giden Belediye Başkanı 2017 başkanlık seçimlerinden sonra LREM’e katıldı). Lyon büyükşehir meclisinin yeni başkanı Bruno Bernard, 2008’den beri siyasetin içinde.
‘Margot Belair’e göre; sağlık krizi, gündemlerinin başında yer alan vaatlerin bir kısmını yeniden düzenledi – örneğin, düşük gelirli ailelere, kantinlerin kapanması nedeniyle çocuklarının artan günlük yemek masraflarını telafi etmek üzere yerel organik yiyecek sağlamak için verilen yemek fişleri gibi’’
Bu sırada, büyük bir Fransız şehrinin tek Yeşil lideri olan Grenoble Belediye Başkanı Eric Piolle, oyların %53’ünü alarak ezici zaferiyle yeniden seçildi (ikinci turda diğer üç adayla karşılaştı, hepsi yüzde 23’ten az oy aldı).
Yeni seçilen Grenoble yetkilisi Margot Belair, ‘’Bu bir bakıma yeni bir başlangıç. Sıfırdan başlamıyoruz, ancak yeniden seçilmek yeni bir momentum ve yeni öncelikler getiriyor” dedi. Örneğin, okulların yakınındaki kamusal alanları daha güvenli ve trafiksiz hale getirmek için, vatandaşların önemli katılımını gerektiren sosyal konulara daha güçlü odaklanan “daha radikal” bir yaklaşımı benimsiyor. Margot Belair’e göre; sağlık krizi, gündemlerinin başında yer alan vaatlerin bir kısmını yeniden düzenledi – örneğin, düşük gelirli ailelere, kantinlerin kapanması nedeniyle çocuklarının artan günlük yemek masraflarını telafi etmek üzere yerel organik yiyecek sağlamak için verilen yemek fişleri gibi. “Gıda, sağlığımız gibi birçok şeyin merkezinde yer alıyor; sosyal eşitsizliklerin altını çiziyor ancak yerel ekonomik kalkınma için de önemli” diye ekledi.
Güçlü yerel ekonomileri savunmak, Yeşillerin kampanyadaki güvenilirliğini artırmaya yardımcı oldu. Lyon’un yeni liderleri, Grégory Doucet (şehir için) ve Bruno Bernard (metropol için) bisiklet endüstrisine yönelik yeni bir inovasyon merkezini teşvik ederken; yeni Yeşil belediye başkanlarının en küçüğü olan Poitiers’den 30 yaşındaki Léonore Moncond’huy, yerel ekonomiin ayakta kalmasını sağlamak için kullanılan cömert yerel hibelere yeniden yatırım yapmak amacıyla şehrin havaalanının kapatılmasını savunuyor. Sonuçta, Poitiers (ve 88.000 sakini), hızlı trenle Paris’ten iki saatten daha az bir yolculuk mesafesindeler.
Anlaşmazlığın bitmesi söz konusu değil
Yerel yöneticiler şimdi şekilleniyor ve Temmuz ayı sonunda büyükşehir konseylerindeki çalkantıyı değiştirip değiştirmediklerini göreceğiz. Bu organlar, büyük şehirleri ve banliyölerini bir araya getiriyor ve ulaşım, barınma, altyapı ve atık yönetimi gibi alanlarda yeşil politikaların uygulanmasında kilit rol oynuyorlar. Önemli ancak az bilinen bilgi, en büyük metropol konseyleri, 1 milyar avroyu aşan, şehir konseylerinin bütçelerinden daha yüksek yıllık bütçeleri yönetmekteler.
Yeni seçilen Yeşiller, kendilerini küçük kasaba ve köylerin belediye başkanlarıyla diğer siyasi eğilimlerin arasında bulabilirler. Çoğunluk zayıf ve kırılgan olabilir ve bu da hırslarını frenleyebilir veya hafifletebilir. Genellikle merkez sağ figürlerin (veya küçük köyler için bağımsız belediye başkanlarının) yönettiği banliyöler, yol yapımlarını ve büyük altyapı projelerini durdurmaya direnebilir. Ayrıca, (onlar için, özellikle güçlü ekonomik faaliyetlerden yoksun köyler için bir vergi geliri kaynağı olan) kentsel yayılmaya şüpheyle yaklaşan ve yeni alışveriş merkezlerinin hurdaya çıkarma lehinde olan ve şehir dışındaki alanlarda yüksek araba bağımlılığı ile mücadele eden lehinde Yeşil bir gündeme karşısında temkinliler.
‘Metropol alanlarının aynı gemide olması, çoğunun çöküşüne sebep olmasından korktuğu şeyden kaçınmak için Yeşillere anahtar olacaktır: kentsel-kırsal ayrımını uzlaştırmada başarısız olmak. ’’
Görüşmeler devam ederken, Tours, Strasbourg, Poitiers ve Besançon metropol bölgeleri, merkez-sol yerel figürlerin liderliği ile sonuçlanabilir. Eric Piolle, müttefiklerinin Grenoble’ın banliyölerindeki şehirleri kazanarak Yeşil liderliğindeki çoğunluğunu güçlendirmesinin ardından daha dost canlısı bir büyükşehir yönetimi olmasını umuyor. Lyon’daki Yeşil başarı (metropol meclis üyelerinin doğrudan seçildiği tek şehir), Printemps Marseillais Koalisyonu tarafından, Marsilya kentindeki muhafazakarlardan elde edilen tarihi bir galibiyetle denkleştirildi; ancak metropol bölgesinde Sağ’ı yerinden edemediklerini de kanıtladılar.
Metropol alanlarının aynı gemide olması, çoğunun çöküşüne sebep olmasından korktuğu şeyden kaçınmak için Yeşillere anahtar olacaktır: kentsel-kırsal ayrımını uzlaştırmada başarısız olmak. Yeşil siyasetin getirebileceği sosyal değişimlerin gerisinde ve dışında bırakılmış hisseden orta sınıf varoşlarını aleyhlerine çevirmeden, parkları, daha iyi ulaşım ve kamusal alan hakkında yeni düşünce biçimleriyle şehirleri yeşil yapabilecekler mi?
Filozof Pierre Charbonnier, Libération’daki bir makalesinde, yeni Yeşil şehirlerin karşılaştığı zorlukları şöyle özetliyor: “Gözlerini komşularının kaderine kapatan bir nüfusa sahip, çevresinden kopuk bir alana mı hapsolacaklar yoksa sosyal ve ekolojik bir birleştirme sürecine mi girecekler? “
Yalnız başına yürümek: başarısızlığa mahkum bir strateji
Kesin olan bir şey var: Ekolojik geçiş toplumsal yönleri ihmal ederse, Yeşiller’in seçim başarısını tehlikeye atacaktır. Hem ideolojik hem de yerel politikalar açısından beklenen büyük zorluk budur. Yeni seçilen yetkililerin çoğu, sayısız Fransız sol partisiyle koalisyonlar kurarken ve koalisyonları sürdürürken; şehirleri nasıl yöneteceklerini hızlı bir şekilde öğrenmek zorunda kalacak.
Fransa’daki sol eğilimli partilerde artık çevreciliğin farklı şekilleri yaygın olarak bulunabilir. Ancak Yeşil yardımcılar ve yetkililer, yeni bir “sarı yelekliler” hareketinden kaçınmak için sosyal sorunları vurgulamanın ve seçmen tabanını, daha az eğitimli insanları veya daha yoksul bölgeleri içerecek şekilde genişletmenin kilit önemine işaret ettiler. Sarı yeleklilerin protestolarının kıvılcımı, Macron’un en yüksek gelirliler için vergileri düşürürken yakıt vergisini artırma önerisiydi. Birçoğu, ittifakları reddederek “yalnız başına yürüme” durumunun cezbedici sayılmadığını ve iyi bir strateji olmayacağını da öne sürdü.
Journal du Dimanche’de bir grup sol görüşlü siyasi aktivist genç, “Hiçbir parti ekoloji tekeline sahip değildir, hiçbir parti Sol’un tekeline sahip değildir, hiçbir parti muhalefet tekeline veya itaatsizliğe sahip değildir” dedi. Görüşleri bir uyarı ile geldi: Yeşiller liberalizm ve muhafazakarlığa yeni bir alternatif haline geldiyse, Sosyalist Parti’nin onlarca yıldır boyun eğdiği ve Jean-Luc Mélenchon liderliğindeki solcu la France Insoumise’nin 2017’deki başkanlık seçiminden beri flört ettiği “hegemonik ayartmalara” direnmeleri gerekir. Genç aktivistler “Yol haritası açık: iktidarı almalıyız. Ve iktidarı ele geçirmenin koşulları da açık: dağınık ve bölünmüş, başarılı olamayacağız ”diye ekliyor.
2021’e gelindiğinde yerel seçimler (departmanlar ve bölgeler için), ya yeşil aktivistleri iktidara getirerek ya da dönüştürücü bir ekolojik gündemle başarılı ittifaklar kurmaya yardımcı olarak Yeşillerin Solda lider güç haline gelip gelemeyeceğini doğrulayacak. Daha fazla başarı, 2022 cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde birleşik bir Sol için umutları artıracaktır. Ve hatta siyasete güvenmeyen ya da Macron’un Fransız siyasetini daha iyi duruma götürme başarısızlığından hayal kırıklığına uğramış vatandaşları ikna etmeyi bile başarabilir.
‘’2020 sonbaharında COVID-19 salgınının olası ikinci dalgası da dahil olmak üzere birçok faktör, ekoloji ve dayanışma sorunları arasında bir yakınlaşmanın mümkün olup olmadığına karar verecek’’
Solun güçlendirilmesi ve bu süreçte ekolojinin merkeziyetinin sağlanması için yeni fikirler de öne sürülüyor. Tours’un yeni Belediye Başkanı Emmanuel Denis, Aralık 2020’de şehrinde bir kongre fikrini gündeme getirdi.
Belediye Başkanının Özel Kalem Müdürü Ludovic Lepeltier-Kutasi’ye göre, kongre “Sol’u yeniden gruplandırmayı ve ekoloji ile sosyal adaleti birbirine bağlamayı” amaçlayacak. Tours’daki son Kongre, bir asır önce Aralık 1920’de yapıldı ve Komünistler ile Sosyalistler arasındaki bölünmeyi simgelemek için gerçekleşti. Macar pasaportuna sahip ve daha önce Budapeşte’de yaşayan Lepeltier-Kutasi, “Bu tür soruları soran sadece biz olmadığımız için bir Avrupa boyutu getirmek istiyoruz. Ulusal farklılıkların üstesinden gelmeliyiz. Avrupa sadece anlaşmalardan ibaret değildir”dedi.
2020 sonbaharında COVID-19 salgınının olası ikinci dalgası da dahil olmak üzere birçok faktör, ekoloji ve dayanışma sorunları arasında bir yakınlaşmanın mümkün olup olmadığına karar verecek. Ancak iklim değişikliği ve gezegenimizin kötü kaderi değişmiyor. 2020 Haziran seçimlerinin ardından Macron, İklim Değişikliği Yurttaş Sözleşmesi’nin 140’tan fazla önerisinin çoğunu onayladı. Bu cesur reformlar, kentsel yayılmayı sınırlamak, yeşil işlere büyük ölçüde yatırım yapmak ve 2025 yılına kadar kısa hava bağlantılarını (4 saatten az tren yolculuğuna eşdeğer) sona erdirmek için ezici bir çoğunlukla onaylandı. Bu önerilere ilişkin olarak 2021’de bir referandum yapılabilir.
Tarihin en genç Fransız Cumhurbaşkanının nüve seçmenlerini geri kazanması için bunlar yeterli olacak mı? Macron’un iddiasına göre, Marine Le Pen’in aşırı sağ adaylığına tek alternatif olacak ve sağına doğru uzanırken ikisinin de iklim konusunda soluyla konuşmasına izin verecek. (Ne de olsa, yeni Fransa Başbakanı Jean Castex, daha önce eski ve çok muhafazakar Cumhurbaşkanı Jean Sarkozy’nin yardımcısıydı). Ama ne bir Yeşil ne de herhangi bir merkez-sol figür, Temmuz ayında hükümet değişikliği sırasında Macron tarafından başarılı bir şekilde ele geçirilmediğinden Fransız Yeşiller, konumlarını pekiştirmek için açık bir fırsatla karşı karşıya kalıyorlar.
Macron’un iddiası, Marine Le Pen’in aşırı sağ adaylığına karşı tek alternatifin kendisi olduğu ve bu durum iklime dair hem soluyla konuşmasına hem de sağına doğru genişlemesine izin vereceği yönünde (ne de olsa, yeni Başbakan Jean Castex, eski ve çok muhafazakar cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy’nin yardımcısı idi). Ancak, Temmuz ayında yapılan hükümet değişikliği sırasında hiçbir Yeşil veya herhangi bir merkez-sol figür Macron tarafından başarılı bir şekilde ayartılamadığı için, Fransız Yeşilleri, konumlarını pekiştirmek hususunda açık bir fırsatla karşı karşıyalar.
[1] Green European Journal’ın Temmuz 2020 tarihli sayısında yayınlanmıştır.
https://www.greeneuropeanjournal.eu/the-green-surge-in-french-locals-explained/
Görsel: https://alkhaleejtoday.co/international/5012992/Wave-of-green-wins-in-French-local-elections-weakens-President-Macron.html