Yazan: Sonia Zdorovtzoff (Lyon Uluslararası ilişkiler, işbirliği ve dayanışmadan sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı)
Çeviren: Sema Alpan Atamer
Yeşil Siyaset Dergisi olarak Fransız Yeşillerinden Sonia Zdorovtzoff ile yerel seçimlerdeki başarı öyküleri üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
Yeşil Siyaset: Her şeyden önce sizi ve arkadaşlarınızı 2020 yılındaki Fransa yerel seçimlerinde Lyon’da kaydettiğiniz başarıdan dolayı kutlarız. Avrupa Yeşiller Partisinin 2017 yılındaki kongresinde yapılan Lyon için Ekolojik Strateji’nin katılımcı süreçlerle hazırlanmasına dair sunum etkileyiciydi. Bu sürecin ve stratejinin bu başarınızda herhangi bir rolü olup olmadığını anlatır mısınız? Başarınıza götüren yol hakkında biraz bilgi verir misiniz?
Sonia Zdorovtzoff: Her iki yılda bir Lyon’un ekolojistleri liderlerini seçerler. Kasım 2017’de Grégory Doucet, 2020’de yerel seçimleri kazanabileceğimiz ve 2001 yılından beri Lyon’un Belediye Başkanı olan Gérard Collomb’un yerine geçebileceği fikri ile aday oldu. Şimdi büyük bir siyasi zeka gibi görünen şey, üç yıl öncesine kadar umut dolu bir düşünceden başka bir şey değildi. Ama Grégory Doucet’in, – arkadaşlarına göre Greg’in- bir vizyonu vardı ve o zamanlar yüz civarında erkek ve kadından oluşan yerel bir siyasi grubun yardımını alarak hepimizi Belediye Meclisine götüren bir strateji kurdu ve uyguladı.
Herşeyden önce, 500.000 den fazla nüfusu olan bir kentte bir kişi, bir kaç kişinin desteğiyle seçimleri kazanamaz. O nedenle, Europe Ecologie – Les Verts (EELV), yani Fransız Yeşillerinin yerel üyelerinin pek çoğu, destekçiler tabanını genişletmek için kendi kişisel ağlarından yararlanmaya karar verdi. Bu hem stratejik hem de pragmatic bir yaklaşımdı: çoğu üye parti içinde ama aynı zamanda bir veya daha fazla dernek, STK ve diğer taban hareketleri içinde aktivistti. Dolayısıyla, her iki etkinliği birleştirmek ve zaten Sola yakın, çevre sorunlarına duyarlı ve muhtemelen siyasete karışan bir halka ulaşmak kolaydı. Ulaşılan paydaş yelpazesi, bisikletlilerin organizasyonlarından böcek ilacına karşı aktivistlere, insani yardım görevlilerine ve reklamların azaltılmasını destekleyenlere kadar çok genişti. Siyasi ekolojiyle bağlantılı çeşitli kuruluşlara ulaşıldı.
Siyasi durum, çevre sorunları konusunda farkındalığın artmasına da katkıda bulundu. Sonunda Dayanışma ve Ekolojik Dönüşüm Bakanı olmayı kabul eden, çevrenin sadık savunucusu Nicolas Hulot, bir yıl görev yaptıktan sonra Ağustos 2018’in sonunda istifa etti. Radyoda canlı olarak yayınlanan istifa haberi [1], bu işi yapacak en yetkin kişi olarak görüldüğü halde, lobiciler ve Başkan tarafından kendisine hareket serbestisi verilmediğinden istifa ettiğini itiraf ettiği için ülkeyi şaşırttı ve birçok kişiyi kızdırdı. Üzerinden çok geçmeden, Lyon [2] da dahil olmak üzere çeşitli Fransız şehirlerinde binlerce kişi, Başkandan ve onu destekleyen çoğunluktan, -2017 başkanlık kampanyası sırasındakiler de dahil olmak üzere- taahhütlerini yerine getirmelerini talep etmek üzere sokaklara döküldü.
Avrupa Ecologie – Les Verts’in mali desteği ile Eylül 2018’den Mart 2020’ye kadar zaman zaman düzenlenen bu “İklim Yürüyüşleri” kısa sürede çok başarılı oldu. Birkaç bin kişiden, Lyon’da daha önce -özellikle de çevreyi korumak için- hiç görülmemiş bir hareketlilik olan 15.000 katılımcıya [3] kapılarını açacak kadar büyüdü. Hepsinin, özellikle de yerel yeşil aktivistlerin bağlantı kurduğu dernekler, STK’lar ve taban hareketlerinin katılmaları memnuniyetle karşılandı. Bu arada, yürüyüşün siyasi partilerden ayrı tutulması istendi: Kimseyi meseleden vazgeçirmemek umuduyla, İklim Yürüyüşlerinde hiçbir bayrak, logo veya bir siyasi lidere açık atıflar kabul edilmedi. Siyasi partilere gerçekten şüpheyle bakılan bir ülkede [4], bu tür bir gösteri birçok kişinin Yürüyüşlere katılmasını engelleyebilirdi; ayrıca 2020 yerel seçimleri beklentisiyle mümkün olduğunca büyük olmasını istedik.
Nisan 2019’da, kentin Yeşiller’inin lideri olarak Grégory Doucet, şehrin Yeşilleri’nin eski lideri ve o sırada partinin departman temsilcilerinden biri olan Thomas Dossus’un yardımlarıyla bir “Lyon’u değiştirme çağrısı” başlattı.
Yine, çağrı geniş ölçüde yayınlandı ve Europe Ecologie – Les Verts’in logosu ve grafikleri ile markalaştırılmasının şart olmadığı düşünüldü. Belirli bir siyasi parti için kampanya yürütmek yerine, politik ekolojinin üç ayağının çatısı altında yeniden başlattığımız fikirlerimiz için destek toplamak istedik: tüm çeşitliliği ile çevre mücadelesi için, daha fazla sosyal adalet için ve daha geniş, daha kapsayıcı bir demokrasi için. Çağrı, yerel siyasi grubun yüz üyesinden bir adım öteye geçerek beş ila altı yüz kişi tarafından imzalandı ve çoğu solcu yerel siyasi figürü tek bir siyasi inisiyatif altında topladı.
Özellikle gençler arasında [5] olumlu bir siyasi ortamı teyit eden Mayıs 2019 Avrupa seçimlerinden sonra, Çağrıyı imzalayanlar, şehirlerinin geleceği için ne istediklerini düşünmeye davet edildi. Mayıs ve Kasım 2019 arasında, bu bileşenlerimizin fikirlerini, isteklerini ve hayallerini toplamak için Lyon’da 90’dan fazla global veya tematik atölye düzenlendi. Bu toplantılar sırasında toplanan materyaller, sonunda yerel siyasi grubumuzun büyük çoğunluğu tarafından 18 Ocak 2020’de benimsenen programımızın temelini oluşturdu.
Söz konusu yerel siyasi grubu genişletme isteğimiz göz önüne alınarak, Çağrıyı imzalayanlar, Mayıs 2019’da Avrupa Ecologie – Les Verts’in (EELV) diğer üyeleri gibi muamele gördüler: yaklaşan 2020 yerel seçimleriyle ilgili tüm bildirimleri aldılar; EELV üyeleri ve Çağrının imzacılarından eşit şekilde oluşturulan kampanya komitesine aday olmaya ve görev almaya davet edildiler; seçilen seçim stratejisinin detaylandırılmasına katkıda bulundular; ve seçim sonuçlarının ilk turundan sonra bazı liste birleşimlerinin doğrulanmasında bulunmaları istendi [6].
Sonuç olarak, Belediye Meclisi’nde görev yapmak üzere seçilen 73 temsilciden 41’i ekolojist; hepsi Lyon’un dokuz ilçe meclisinden birinde de hizmet veriyor. İlave 59 ekolojist de Belediye Meclisinde görev yapmadan yerel temsilci olarak görev yapıyor. Bu 100 yerel temsilcinin belki yarısı seçimden önce Europe Ecologie – Les Verts üyesi değildi. Çoğu şimdi partiye katıldı.
YS: Seçimlere giderken strateji ve eylem planınızı tamamen Lyon’a göre mi tasarladınız; yoksa diğer şehirlerdeki adaylarla ve yerel STK’larla eşgüdüm ve işbirliği ile mi hazırladınız? Nasıl oldu açıklar mısınız?
Stratejimizi ve eylem planımızı, özellikle iletişim materyallerimizi üretmeye geldiğinde, büyük ölçüde Lyon şehrine uyarlanmıştı. Böyle bir yerel seçim için programımızın halkın ihtiyaç ve isteklerini yansıtması çok önemliydi. Ayrıca, Lyon belediye başkanlığı için tek bir seçim yapılmadı, Belediye Meclisi başkanını, yani Lyon Belediye Başkanını seçecek olan her bir ilçenin belediye başkanı için daha küçük dokuz seçim oldu. Bu nedenle, iletişim materyallerimiz dokuz farklı ilçenin beklentilerini yansıtmalı ve her seferinde insanların ihtiyaçlarına göre tasarlanmalıydı. Ancak bu özellik, diğer yerel temsilciler veya STK’lar gibi başkalarıyla işbirliği yapmamızı engellemedi.
Örneğin Grenoble, 2014’ten beri Yeşil bir belediye başkanına sahip olma deneyimlerine dayanarak bize büyük bir içgörü sağladı. Yerel sosyolojiyi anlamamıza veya bazı iletişim tuzaklarından kaçınmamıza yardımcı oldular. WhatsApp veya Signal gibi araçları kullanarak, çoğu Yeşil liste başkanı ve belediye meclisi adayları da kampanya boyunca, tavsiye alışverişinde bulunmak veya köşe yazıları, makaleler ve diğer seçim propagandası gösterilerine ilişkin işbirliği yapmak için iletişim halindeydi.
STK’lara, derneklere ve diğer yerel taban hareketlerine gelince, başarımızın anahtarı oldular: bize harika, kanıta dayalı program öğeleri; artık büyük yerel temsilciler haline gelen potansiyel yerel adaylar; ve meramımızı anlatmamıza yardımcı olan potansiyel destek komiteleri sağladılar. Sosyal medya kullanımı da, fikirlerimiz için destek toplamada etkili oldu. Ve hiçbir STK, dernek veya taban hareketinden bizim adımıza konuşmasını istemesek bile, programımızla ilgili yerel STK, dernek ve taban hareketi temsilcileri de dahil olmak üzere o kadar çok paydaşla çalışılmıştı ki, sosyal medya iletişimlerinin çoğu değişim çağrımız, programımız ve adaylarımıza destek olmak için geldi.
YS: Seçimlerden sonra Yeşil belediye başkanları ve yerel meclis üyeleri makamlarına geçtiklerinde diğer partilerden olan veya bağımsız olarak seçilen ilçe belediye başkanları ve meclis üyeleriyle ilgili ne gibi zorluklarla karşılaşıyorlar? Bunların üstesinden nasıl geliyorlar?
Bizim için de şaşırtıcı olarak, seçim sonuçları büyük ölçüde lehimize oldu. Lyon’da oyların çoğunu ve dolayısıyla koltukların çoğunu aldık: Böylece, Lyon Belediye Meclisi’nde bulunan 73 sandalyeden 41’ini bir ekolojist işgal etti. Bu, kendi saflarımızda aynı fikirde olduğumuz sürece, bir tartışmayı aşmak için diğer siyasi partilerle konsensusa varmamıza gerek olmadığı anlamına geliyor.
Lyon [Merkez] dahil 59 şehrin temsil edildiği Lyon Büyükşehir’de mevcut 150 koltuktan 58’ini aldık. Koltukların geri kalanı, müttefiklerimiz olan çeşitli sol-kanat hareketleri (toplam 26 koltuk), merkez-kanat hareketleri (23 koltuk) ve sağ-kanat hareketleri (43 koltuk) tarafından işgal edildi. Sonunda Yeşiller ve müttefikleri 150 sandalyenin 84’üne sahipler ve muhalefet 66 yerel temsilciden oluşuyor. Bu Meclis, yani Büyükşehir Meclisi bünyesinde bir tartışma konusunu, kendi saflarımızda ve aynı zamanda müttefiklerimizle mutabık kaldığımız sürece, muhalefetle müzakere etmeden geçirebiliyoruz.
Bilgi olsun diye, 59 şehrin belediye başkanları, Büyükşehir Meclisi bünyesinde şehirlerini temsil ederek, görev yapmıyor. Bu yıl ilk kez, bu yerel parlamentonun üyeleri halk tarafından seçildi; emsalleri tarafından belirlenmedi. Aynı günde iki farklı yerel seçim yapıldı: İlçe meclislerini de seçen Belediye Meclisi seçimleri ve diğeri Büyükşehir Meclisi seçimleri. Buna göre belediye başkanları şehirlerinde seçimi kazanıp belediye başkanı olabilirler; ama kendi bölgelerindeki Büyükşehire gönderilecek temsilcilerin seçildiği seçimi kaybedebilirler. Seçimler sonunda, bazıları belediye meclisi seçimlerini kazandı, ancak büyükşehir seçimlerini kazanamadı ve bu nedenle Büyükşehir Meclisi’nde görev yapmıyor. Örneğin, Irigny (Lyon dışında küçük bir şehir)’de belediye başkanı muhafazakar; Büyükşehir Meclisindeki temsilcileri sosyalist. Böylece, Irigny Büyükşehir Belediye Meclisinde temsil ediliyor, ama belediye başkanı tarafından değil; muhalefet partisi tarafından (muhafazakarlar tarafından değil, sosyalistler tarafından).
Bu, onlarla çalışamayacağımız ve çalışmayacağımız anlamına gelmiyor. Nitekim, programımızın temeli olan politik ekolojinin üç ayağından biri, daha geniş, daha kapsayıcı bir demokrasiyi ilerletmekti ve bu, siyasi bağlantıları ne olursa olsun gerek Lyon ve gerekse Lyon Büyükşehir Belediye Başkanlarıyla çalışmayı da içeriyor. Lyon Büyükşehir Belediye Başkanı Bruno Bernard tarafından atılan ilk adımlardan biri, ilçe belediye başkanlarının hepsi dahil olmak üzere tüm belediye başkanlarını Büyükşehir Belediyesinde iki ayda bir düzenlenen Belediye Başkanları Konferansı’na davet etmekti. Önceki dönemde, Lyon’un ilçe belediye başkanları sahiden Belediye Başkanları Konferansı’ndan çıkarılmıştı. Şimdi entegre oldular ve farklı düzeylerde bilgi ve fikir alışverişinde bulunmak için diğer belediye başkanlarıyla birlikte çalışmaktalar ve bu, farklı tipteki yerel temsilciler arasında gerçek bir diyalogu daha da ileriye taşımakta.
Genel olarak, Büyükşehir Meclisi bünyesinde, diğer siyasi partilerden ilçe belediye başkanlarıyla çok az zorlukla karşılaşıyoruz. Dönemimize veya uzun vadeli bir eğilime yeni başladığımız için olabilir, bunu sadece zaman gösterecek. Şimdilik karşılaşılan tek zorluk, Büyükşehir Meclisi bünyesinde çoğunlukta görev yapan, ancak kendi ilçe belediyesi bünyesinde muhalefete dahil olan yerel temsilcilerimizdir. Örneğin Jérémy Camus’un durumu budur: Büyükşehir Belediye Meclisinde çoğunluk içinde hizmet veriyor ve hatta tarım, beslenme ve yerel dayanıklılıktan (local resilience) sorumlu Başkan Yardımcılarımızdan biri; ancak memleketi Albigny-sur-Saône’da muhalefette ve gerçekten de Yeşil bir gündemi hayata geçiremiyor.
O halde, tüm temsilcilerle ve aynı zamanda medya, STK’lar, dernekler ve diğer taban hareketleri ile diyalog kilit önemde, çünkü şimdi anladık ki, genel kanaati değiştirmek için bazı mücadelelerin, sandıklardan önce halkın gözü önünde yapılması gerekiyor.
YS: Yerel seçimlerin sonuçlarına genel olarak baktığımızda, Yeşiller Partisinin en önemli zaferlerinin sol kanat partilerle yaptığı koalisyonlara bağlı olduğunu görüyoruz. Seçimlerden önce Sosyalist Parti ile yürüttüğünüz müzakerelerin dayandığı temeller ve kırmızı çizgileriniz konusunu biraz ayrıltılandırabilir misiniz?
Daha önce de belirttiğim gibi, Fransız yerel seçimi iki turlu bir seçimdir. İlk tur için esas itibariyle, her ikisi de Global Greens’e dahil olan Génération Ecologie veya Fransız Korsan Partisi gibi diğer küçük ekolojist partiler olmak başta üzere çok az sayıda siyasi partiyle başarılı bir şekilde müzakere ettik. Programımızı, Mayıs ve Kasım 2019 arasında düzenlenen bir dizi çalıştaya dayanarak oluşturduk. Hepimiz, stratejimizi belirleyen ve uygulayan kampanya komitesinde yer aldık ve broşürler dağıtarak, iletişim materyalleri çizerek, halka açık konferanslar düzenleyerek vs. birlikte kampanya yürüttük. İlk seçim turundan önce, Sosyalist Parti veya Génération.s gibi diğer siyasi partilerle de görüştük, ancak bu müzakereler başarısız oldu: bunlardan ilki bizim peşimize takılmak istemedi; diğeri, bizim şartlarımızı kabul etmedi. Şaşırtıcı bir şekilde, Génération.s, onlara sunduklarımızdan daha kısıtlayıcı şartlarla Sosyalist Parti’nin arkasında toplandı. Sonunda, her ikisi de tek bir koalisyon, Sosyalist Parti, Komünist Parti, Génération.s ile Place Publique veya Nouvelle Donne gibi diğer küçük sol hareketleri bir araya getiren Birleşik Sol içinde ve bize karşı bir kampanya yürüttü.
Gerçek tur müzakereler, sonuçların ilk turu olan 15 Mart 2020 Pazar günü başladı. Normal bir ortamda, bu turlar arası müzakereler sadece bir gece sürer. Sonuçlar akşam 9:00 civarında açıklanır ve görüşmeler genellikle 11: 00’den itibaren sabah 7:00 veya 8:00’e kadar sürer kadar. Bu çok kısa sürede, önde gelen parti veya koalisyon, bir sonraki Pazar günü yapılacak seçimleri garanti altına almak için bir veya birkaç başka parti veya koalisyonu arkasında toplanmak zorundadır. Ancak bu yıl Covid-19 salgını nedeniyle seçimler planlandığı gibi gitmedi… Bazıları, çoğunlukla Merkez’den olanlar, müzakere yapmayı reddederken; diğerleri sonuçlara bakarak gayri meşru taleplerde bulundu.
Hatırlatmak adına, seçimin ilk turunun ardından Yeşiller geçerli oyların% 28,46’sı ile birinci oldu; ardından Etienne Blanc liderliğindeki muhafazakârlar, geçerli oyların% 17,01’ini alarak geldi. Fransa Cumhurbaşkanının siyasi partisi Lyon’da bölündü: Siyasi yoldaşlarından biri, daha merkezci olanı, geçerli oyların% 16,13’ünü alarak üçüncü; görevdeki belediye başkanının desteklediği aday ise geçerli oyların% 14,92’si ile dördüncü oldu. Birleşik Sol‘a gelince, oyların yaklaşık% 7,01’ini aldı ve ulusal olarak La France Insoumise tarafından desteklenen bir başka sol hareket de, oyların% 10,19’unu oluşturdu.
Bu arada Covid-19 vakaları çoğalıyordu; hükümet büyük sağlık sorunlarıyla karşılaştı ve bunu hepimiz biliyorduk. Bu nedenle, rakiplerimizden bazıları, iyi bir rapor umarak, yani aynısı tekrarlanamasa da, yaklaşan olası seçimlerden başarılı bir şekilde çıkma şansı için zamana oynadılar. Açıkçası, bunun hakkında ne düşüneceğimizi bilmiyorduk ve Merkez’le müzakerelerin olmaması ya da Birleşik Sol‘un gayri meşru talepleri karşısında şaşkına dönmüştük. Sadece La France Insoumise tarafından ulusal olarak desteklenen sol hareket, eşit bir temelde işbirliği yapmaya istekli görünüyordu.
İlk seçim turundan iki gün sonra, müzakereler beklenenden daha uzun sürerken ve açıkça söylemek gerekirse sürüncemede kalmışken, ulusal hükümet tüm ülkenin Covid-19 salgınıyla sorumlu bir şekilde yüzleşmek zorunda kalması gerektiğini açıkladı. Böylece ikinci tur seçimler iptal edildi. O zamanlar, bu son turun sonuçları mı esas alınacak veya tüm seçim basitçe iptal edilip daha sonra yeniden mi organize edilecek bilmiyorduk.
Neyse ki, Mayıs ayının sonunda, hayatımıza aşağı yukarı normal bir biçimde devam etmemize izin verildikten on gün sonra ulusal hükümet, yalnızca ikinci tur seçimlerin yeniden düzenlenmesi gerektiğini açıkladı. Böylece, seçimlere hala liderlik ediyorduk… ve önümüzdeki müzakerelere de.
Müzakerelerimizin temelini programımız oluşturdu: programımızda yer alan önlemler önerilerle geliştirilebilir, ancak hiçbiri yok edilemezdi. La France Insoumise tarafından desteklenen sol hareket, Birleşik Sol ve Başkanın siyasi partisine bağlı daha merkezci hareket; bu şartları kabul etti.
Daha sonra, listelerimizi Cumhurbaşkanının ulusal partisi adına Parlamento’da yer alan herhangi biriyle birleştirmeyi reddettik. Son üç yılda hükümet tarafından, şiddetle eleştirdiğimiz ve değerlerimizi reddetmeden destekleyemeyeceğimiz çok fazla önlem alındı. Cumhurbaşkanımızın siyasi partisine bağlı daha merkezci hareket, ilgi duyan tek potansiyel ortaktı. Bu bizim için kırmızı bir çizgiydi ve bu hareketten sadece üç milletvekili (bahse konu düzinelerce insan arasında) söz konusu olmasına rağmen bu onlar için de kırmızı bir çizgiydi. Milletvekillerinden kurtulmak istemediler ve görüşmelerimiz orada durdu. Diğer iki potansiyel ortakla, daha sonra yerel yönetimin yöneticisini, Büyükşehir Belediye Meclisi ve ilçe meclisleri içindeki potansiyel koltuk dağılımını tartışmaya başladık.
Sosyalist Parti bir süre, 8. ilçenin belediye başkanlığını istedi ve bunun için mücadele etti. Bu ilçede Yeşiller geçerli oyların% 26,88’i ile birinciydi, görevdeki belediye başkanı adayı % 19,09 oyla ikinci, muhafazakarlar % 12,99 oyla üçüncü ve Birleşik Sol içinde Sosyalist Parti, geçerli oyların% 11,18’iyle dördüncü oldu. Hatırlarsanız, Birleşik Sol tüm şehirdeki geçerli oyların% 7,01’ini oluşturuyordu. Bu nedenle kırmızı çizgilerimizden bir diğeri oldu: Bu belediyeyi vermeyi kategorik olarak reddettik. Bu Sosyalist Parti ile belki de en zor müzakere noktalarından biriydi, ama biz mevkimizi terketmedik… başarılı bir şekilde.
YS: Türkiye Yeşillerine özel bir mesajınız var mı?
Bu kampanya sırasında bir şey öğrendiysek o da, günlük yaşamlarını ve refahlarını iyileştirmek için nelerin değişmesi gerektiğini herkesten daha iyi bilen vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını ve hayallerini dinlemek ve yakından ilgilenmektir. Yerel seçimlerden önce dileklerini toplamak için İklim Yürüyüşleri ve atölye çalışmaları düzenlemek, şehrin nabzını tutmanın ve değerlerimiz ve yıllardır savunduğumuz fikirler çerçevesinde onları oy vermeye ikna edebilecek şeyleri bulmanın harika bir yoluydu bizim için.
Ayrıca olabildiğince kapsayıcı olmak için gerçekten çok çalıştık. İlişkilenmek isteyenler, seçim boyunca ya da sadece birkaç günlüğüne yardım etmek isteyenler, kampanyaya katılmaya, mesaj ve fikirlerimizi aktarmaya, bazıları için de stratejimize katılmaya, aday olmaya, vs davet edildi. Partiye sızma girişimleri (entryism) [7] konusunda gözlerimizi açık tutmadığımız anlamına gelmeyen bu açıklık, sonunda geniş bir paydaş yelpazesinin becerilerine, yeteneklerine ve ağlarına güvenmemizi sağladı. Bu da, siyasi mesajlarımızı bileylememize yardımcı oldu ve fikirlerimizin yayılmasını kolaylaştırdı.
Son olarak, potansiyel seçmenlerin Yeşil bir şehirde yaşamayı istemesini sağlamak için felaket tellalı değil, önerilerin kaynağı olmaya özen gösterdik. Bu, iklim krizi hakkında hiçbir zaman iletişim kurmadığımız anlamına gelmez, ancak fikirlerimizin yankı bulması için neleri değiştirebileceğimizi ve masaya getirebileceğimiz konusunda ısrarlı davrandık: bisikletçiler için daha güvenli bir ortam, daha yeşil okul bahçeleri, çocuklarımız ve yerel yönetime ait huzur ve bakımevlerinde yaşayan yaşlılarımız için yerel ve organik yiyecek, seçimler dışında da örn. katılımcı bir bütçe ile günlük siyasi faaliyetlere katılma yolları, vb.
Fikirlerimizin bir yandan çevreyi daha iyi korurken diğer yandan hayatlarını iyileştirebileceği konusunda Türkleri neyin ikna edebileceğini herkesten daha iyi siz biliyorsunuz. Dolayısıyla, Türk Yeşillerine özel bir mesajım olsaydı bu, , herhangi bir kampanyayı ülkelerine, vatandaşlarının mevcut ihtiyaçlarına göre uyarlamak üzere Türkleri dinlemeleri… ve Yeşillerin fikirlerinin erdemlerine inanmaya devam etmeleri olurdu.
[1] Le Monde, « La démission de Nicolas Hulot : je ne veux plus mentir », 28 août 2019 ; bu linkte: https://bit.ly/3kqQ14j
[2] LyonMag, « Lyon : des milliers de participants à la Marche pour le climat », 8 September 2018 ; bu linkte: https://bit.ly/3mvLsI4
[3] Le Progrès, « Manifestation pour le climat à Lyon : 15 000 participants selon les organisateurs », 21 September 2019 ; bu linkte: https://bit.ly/3cfIoLq
[4] Madani Cheurfa, Flora Chanvril, « 2009-2019 : la crise de la confiance politique », CEVIPOF, January 2019 ; available here : https://bit.ly/33IPDHY Matthieu Goar, « Elections européennes 2019 : EELV est devenu le premier parti chez les 18-34 ans en France », Le Monde, 28 May 2019 ; bu linkte: https://bit.ly/35QRq0h
[5] Matthieu Goar, « Elections européennes 2019 : EELV est devenu le premier parti chez les 18-34 ans en France », Le Monde, 28 May 2019 ; bu linkte: https://bit.ly/35QRq0h
[6] Fransa’da belediye başkanlığı seçimlerinde parti listeleri ile orantılı temsiliyet ve iki-turlu oylama sisteminin birleşimi kullanılıyor.Bu, oylamanın iki turu arasında farklı partileri temsil eden listelerin, genelde ortak fikirler ve değerler temelinde birleştirilebileceği anlamına geliyor. 2020’de Lyon’da Yeşiller, ilk turda alınan sonuçları baz alarak Sol’un geri kalanıyla (çeşitli sosyalist hareketler, komunistler, vs) birleşti. Bir noktada merkez-sol koalisyonu düşünüldü ama konsensusa varılamadı.
[7] Ç. N: Görece daha küçük bir siyasi partinin veya grubun, daha büyük bir siyasi partiyi veya siyasi grubu ele geçirmek veya imkanlarından faydalanmak için prensiplerini ve planlarını değiştirmek niyetiyle üyelerini, kendilerini gizleyerek o yapıya katılmaya yönlendirme stratejisi ve süreci